Karaburun Yarımadasına Nasıl Gidilir?

El değmemiş bir doğaya sahip Karaburun Yarımadası ülkemizde doğa gezisi denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden birisidir. Temiz havasının özellikle solunum yolu rahatsızlıklarına sahip insanlar için birebir olduğu gidenler tarafından bizzat ifade edilir. Karaburun Yarımadası sadece el değmemiş ve büyüleyici bir doğaya sahip olmakla kalmaz. Aynı zamanda tatilciler için en az doğası kadar büyüleyici güzelliğe sahip birçok plaja da ev sahipliği yapmaktadır. Yarımadada bulunan Mavi Bayraklı plajların bazıları Kuyucak Plajı, Akvaryum Plajı, Mimoza Plajı ve Bodrum Plajı’dır.

Etrafı tamamen çam ormanları ile çevrili yarımada tam anlamıyla Ege’nin incisi unvanına layık derecede temiz ve durgun masmavi bir denize de sahiptir. Yarımadanın doğası büyüleyici bir güzelliğe sahip olmanın yanı sıra ilk çağlardan bu yana insanlık için bir şifa kaynağı da olagelmiştir. Karaburun Yarımadası bu çağlardan beri ilaç yapımında kullanılan yüzlerce bitkiye habitat olmaya devam ediyor. Bu ve daha birçok özelliği bakımından yarımadanın Anadolu topraklarında doğası hiç bozulmadan kalan ender yerlerden olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Karaburun Yarımadası’nda Sizi Neler Bekliyor?

Karaburun Yarımadası’nda görülmeye değer yerlerden bir tanesi Peynirini Mağarası’dır. Görkemi ile turistleri büyüleyen Peynirini Mağarası tam 230 metrelik bir yüksekliğe sahiptir. Mağaranın derinliği ise 110 metreye yakındır. Mağara tam olarak Civa Madeni mevkiinde bulunmaktadır. Başta yarasalar olmak üzere çeşitli bitki ve hayvandan oluşan canlılar topluluğuna ev sahipliği yapan Peynirini Mağarası’nda son derece büyük galeriler bulunmaktadır. Mağarayı ilk kez 1991 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü araştırmıştır. 2002 senesinde mağaranın dikey kısmının bulunmasıyla birlikte ise araştırmanın kapsamı daha da genişletilmiştir.

Karaburun Yarımadası’na gelmişken mutlaka görmeniz gereken yerlerden birisi de Sarpıncık Deniz Feneri’dir. Kayalık bir alanın üzerine kurulmuş olan Sarpıncık Deniz Feneri Ege Denizi’nin belki de en güzel manzarasına sahip. Fenerin en üst katından hem Midilli hem de Sakız adalarını aynı anda seyredebilirsiniz. Yanınızda katlanır sandalyeleriniz ve termosunuzda çayınız veya kahveniz varsa Ege Denizi’ndeki olağan üstü deniz trafiğini saatlerce seyre dalabilirsiniz. Fakat önceden uyaralım; Fenerin üst katlarında hava son derece rüzgarlı. Hazırlıklı gitmenizde fayda var.

Karaburun Yarımadası’nın bir diğer göz bebeği ise Sazak Köyü. Köy muhteşem doğası ve kartpostallara konu olacak manzaralarıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir güzelliğe sahip. Burası aslında yüzyıllar boyunca Rumların yaşadığı bir köymüş. Fakat mübadele ile birlikte köyde yaşayan Rumların tamamı köyü terk ederek adalara göç etmiş. Neticede köy tamamen terk edilmiş. Köydeki tarihi eserlerin çoğu ise hazine avcıları tarafından talan edilmiş.

Karaburun gezinizde vaktiniz varsa son durağınızın kesinlikle Manal Koyu olmasını tavsiye ederim. Bu koy gerek su sporları gerekse de turistik faaliyetler için İzmir’in en popüler koylarından birisidir. Koyun sessiz ve sakin havası ziyaretçilerinin huzurlu bir gün geçirmesi için ideal ortamı sağlıyor.

Peki Karaburun Yarımadası’na nasıl gidilir? Karaburun Yarımadası İzmir’in merkezine tam 100 kilometre uzaklıkta yer alır. Eğer yarımadaya kişisel aracınızla ulaşım sağlayacaksanız İzmir-Çeşme otoyolunu kullanabilirsiniz. Bununla birlikte İzmir’in her köşesinden kalkan İzban hattı vasıtasıyla da Karaburun Yarımadası’na kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz. Emr Car Rental keyifli seyahatler diler.