Gerek ülkemizde gerekse de dünyada inanç turizmi denildiği zaman akla ilk gelen yerlerden birisi Alahan Manastırı’dır. Alahan Manastırı’nın hikayesi ise günümüzden çok eskilere, Roma İmparatorluğu dönemine kadar dayanmaktadır. Doğrusu Alahan Manastırı Hristiyanlığın ilk zamanlarında inşa edilmiş ilk dini yapılardan birisidir. Manastırın hikayesi de Hristiyanlığın yayılmaya başladığı ilk günlerde Roma İmparatorluğu’nun baskısına ve zulmüne uğrayan insanlarla ilgili. İmparatorluğun dini baskılarından uzak olmak isteyen ilk Hristiyanlar genellikle şehir merkezlerinden uzaklardaki dağlık yerlerde gizlenmeyi tercih etmişler. Bu dönemlerdeki dini yapıları da merkezden uzak bu kesimlere inşa etmişler. Günümüzde Mersin il sınırları içerisinde kalan Alahan Manastırı da ilk Hristiyanlar tarafından bu şekilde inşa edilmiş ilk dini yapılardan birisi.

Alahan Manastırı’nın önemi sadece Hristiyanlığa ait ilk dini yapılardan birisi olmasından kaynaklanmıyor. Rivayetlere göre Aziz Barnabas ve Aziz Paul da Hristiyanlığı bu coğrafyada insanlara öğretirken Alahan Manastırda konaklamış.

Alahan Manastırı’nın günümüzdeki görünümünü alması ise Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesiyle birlikte gerçekleşmiş. Beşinci yüzyılda Roma İmparatoru İssuralı Zenon, bu yapıyı Aziz Barnabas ve Aziz Paul anısına bir manastıra dönüştürmeye karar vermiş. Hristiyanlığın imparatorluk içerisinde giderek güçlenmesi ile birlikte de bu manastıra yeni bölümler eklenmiş. Aslında Roma İmparatorları Hristiyanlığa ne kadar önem verdiklerini ispat edebilmek adına ilk ibadet merkezlerinden birisi olan bu manastıra yeni bölümler eklemeyi görev edinmişler. Haliyle de manastır günümüzdeki görünümüne kavuşmuş.

Alahan Manastırı’nın Hristiyanlık dini için önemi sadece Roma İmparatorluğu dönemiyle sınırlı kalmamış. Manastır, bulunduğu konum itibariyle hac ibadetlerini gerçekleştirmek amacıyla Avrupa’dan Kudüs’e giden Hristiyanlar için de önemli bir hac noktası olagelmiş.

Alahan Manastırı’nın günümüzdeki durumu ile ilgili söylenebilecek en önemli şeylerden birisi, yapının günümüze büyük ölçüde korunarak gelebilmeyi başarmış olmasıdır. Manastır günümüzden 400 sene önce o kadar iyi bir durumdaymış ki, ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi yazılarında Alahan Manastırı’nı anlatırken “usta elinden yeni çıkmış gibi” ifadesini kullanmıştır.

Unesco da gerek Hristiyanlar gerekse de diğer dinler bakımından önemli sayılan bu yapıya karşı kayıtsız kalmamıştır. Dolayısıyla yapıyı 2000 senesinde geçici miras listesine aldılar. Yapı, Göksü Vadisi’ne tam anlamıyla hakim bir konumda bulunuyor. Bu yüzden de muhteşem bir gün batımı manzarasına sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Alahan Manastırı’na Nasıl Gidilir?

Öncelikle Alahan Manastırı’na giriş için hiçbir ücret ödemenize gerek olmadığını belirtelim. Bununla birlikte manastırı kış aylarında sabah saat 8:00’den akşam 17:00’a kadar, yaz aylarında ise yine sabah saat 8:00’den akşam 20:30’a kadar haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz.

Manastırın Mersin şehir merkezine olan uzaklığı yaklaşık 200 kilometredir. Mut ilçe merkezine olan uzaklığı ise 25 kilometre kadardır. Alahan Manastırı’na toplu taşıma ile ulaşım imkanı maalesef bulunmamaktadır. Manastıra Mersin merkezden gidecek olan sürücüler ise öncelikle Silifke’den kuzey yönünde dönüş yaparak Sertavul Geçidi-Karaman istikametinde yola devam etmelidir. Mut ilçe merkezine vardıktan sonra yaklaşık olarak 25 kilometre kadar sonra Alahan Manastırı tabelasını görebilirsiniz. Bu tabelanın olduğu yerden sağa dönüş yapmanız halinde manastıra varmış olacaksınız. Eğer Mersin’e birkaç günlüğüne geldiyseniz ve bu önemli dini yapıyı mutlaka ziyaret etmek istiyorsanız Emr Car Rental Mersin şubemizden dilediğiniz aracı anında kiralayabileceğinizi hatırlatmak isteriz. Emr Car Rental keyifli seyahatler diler.