Adana'nın tarihi yaklaşık 3.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Arkeologlar, şehirden Paleolitik Çağ'da inşa edilmiş alanların kalıntılarını ortaya çıkardılar. Arkeologların taş duvar ve şehir merkezi bulduğu Tepebağ Tepe Kasabası, Neolitik Çağ'da inşa edilmiş ve Çukurova Bölgesi'nin en eski şehri olduğu sanılıyor. Bir Sümer destanı olan Gılgamış Destanı, Adana adında bir şehirden bahseder, ancak destanda verilen coğrafi ayrıntılar bulunamayacak kadar belirsizdir. MÖ 9. yy'da bölgede Asurlular hüküm sürmüş; 6. yüzyılda Persler, MÖ 333'te Büyük İskender, ardından Seleukoslar, Kilikyalı korsanlar, Romalı devlet adamı Pompey ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı).
Adana'nın tarihi, Tarsus'un tarihiyle doğal bir bağa sahiptir. Her iki şehir de şehir sınırlarını sürekli değiştiren Seyhan Nehri'nin yakınında yer almaktadır. Bu nedenle, iki şehir genellikle aynı olarak anılmış ve yüzyıllar boyunca isimleri değişmiştir. Roma İmparatorluğu için Adana nispeten daha az önemliydi ve Tarsus bölgenin metropolüydü. Gnaeus Pompeius Magnus döneminde şehir Kilikya korsanlarının hapishanesi olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra, doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kuruldu.
Merkezin yaklaşık 4 km batısında eski bir tekstil fabrikasının bulunduğu yerde, amaca yönelik olarak inşa edilmiş devasa bir kompleks içinde yer alan Türkiye'nin en büyük müzesi, aynı zamanda en iyisi olabilir. Özellikle Toros Dağları'nın ana geçidi ve Roma dönemine kadar uzanan önemli bir geçiş noktası olan Tarsus'un kuzeyindeki Kilikya Kapıları'ndan gelen heykeller açısından oldukça zengindir. Özellikle İlyada'dan sahnelerle süslenmiş 2. yüzyıl Aşil lahdi ve Silifke sfenksine dikkat edin.
Adanın meşhur mısır tarlalarının ortasında etkileyici görüntüsüyle ilgileri çeken Yılankale, Ermeniler tarafından yapılmış bir mimaridir. 13. yüzyılın ortalarında, bu bölge Kilikya Ermeni krallığının bir parçasıyken inşa edilmiş, adını bir zamanlar girişin üzerindeki armaya dolanmış bir yılandan almıştır. Otoparktan 100 m'lik iyi döşenmiş bir patika ve ardından zorlu bir patika var.
Kalenin en yüksek noktasına ulaşmak için, iki kemer ve üzerinde bir rampa kabartması bulunan bir kapı evi aracılığıyla kayaların üzerinde dik bir tırmanış gerekiyor. Daha ileride sarnıçlar, tonozlu odalar ve küçük bir şapelin kalıntıları bulunmaktadır. Buğday tarlalarının üzerinde yüksekte dururken, dünyanın tepesinde hissedeceksiniz. Yılankale, Adana'nın 38 km doğusunda ve D400 karayolunun 2 km güneyindedir.
Adana'nın en heybetli camisi, Seyhan Nehri'nin sol kıyısında zarif bir şekilde yükselen altı minareli Sabancı Merkez Camii'dir. İstanbul ile Suudi Arabistan arasındaki en büyük cami, hayırsever ve Türkiye'nin en zengin ikinci aile hanedanının kurucusu olan merhum sanayi patronu Sakıp Sabancı (1933–2004) tarafından yaptırılmıştır ve baştan sona mermer ve altın varakla kaplanmıştır. 54 m yüksekliğindeki merkezi kubbesi ile tahmini 28.500 ibadetçiyi ağırlayabilir.
Temel olarak Adana'nın Dilekkaya köyü yakınlarında bir dağın sarp bir yamacında yer alan Anavarza Kalesi'nin kalıntılarıdır. Anarvaza, kusursuz kale dünyasının en karmaşık yürüyüşlerinden biridir. Bu maceralı 425 adımlık yürüyüş, antik kentin bitişiğindeki Roma kalıntıları ile Bizans Kalesi'nin altındaki tarım arazileri arasında doğal vahşi doğanın, tarihi simge yapıların ve sığırların muhteşem manzarasını sunar. Kalıntılar, oradaki yerli halkın eski tarihi ile ilişkilidir. Yürüyüş sırasında tuvalet, tuvalet veya restoran yoktur.
Yaygın olarak "James Bond Köprüsü" olarak bilinen Varda Köprüsü, Bay Bond'un "Skyfall (2013)" filminin açılış sahnesinde ünlü bir şekilde köprüden atlaması ile ün kazanma iddiasını elde etti. Varda Köprülü Köprüsü'nün güzelliğini takdir etmek için James Bond hayranı olmanıza gerek yok. Köprü, Adana'nın dışında bir saatlik sürüş mesafesindedir ve yeşil Türk dağlarına sıkışmıştır.
Yerel kadınların baharatlı patates, peynir ve ıspanakla doldurulmuş el yapımı sandviçler hazırladığı yakındaki restorana uğramadan köprü gezisi tamamlanmış sayılmaz.
Eski Adana'nın dar ve dolambaçlı sokaklarında yürüyen ziyaretçiler, şehrin içinde barındırdığı tarihin katmanlarını anlayabilirler. Erkekler tavla oynayarak eski sandalyelerde çay yudumlarken, satıcılar yerel çocuklara tahta arabalardan tatlılar ve meyveler satarlar.
Adana en çok kebaplarıyla tanınır ve haklı olarak da öyledir. Kuzu etinden yapılan baharatlı kebapları, pide, közlenmiş domates ve maydanoz eşliğinde sandviç veya tabakta servis ediliyor. Kebapları lüks restoranlarda veya ucuz bir sokak yemeği seçeneği olarak bulabilirsiniz. Kebaplar ve genel olarak Adana yemekleri, kekik, yenibahar, tarçın ve bol miktarda sarımsak da dahil olmak üzere Lübnan yemeklerinde kullanılanlara benzer baharatlar ve malzemeler kullanır. Lahambiajin, hem isim hem de lezzet olarak. Adana, tatlı olarak, üzerine Karakuş denilen baharatların yanı sıra yerel meyveler ve tabii ki lokum ile doldurulmuş lezzetli bir kızarmış hamur sunuyor.
Şehrin en göze çarpan özelliği, su kenarında oturan ve şehir manzarasının fonu olarak hizmet veren güzel Merkez Camii Camii'dir. Cami hem büyüklüğü hem de güzelliği ile nefes kesici ve etrafını saran devasa park sadece ihtişamını artırıyor. Öğleden sonrayı nehir kenarında yürüyerek bu inanılmaz caminin her açıdan fotoğraflarını çekerek geçirin.
Taş Köprü, bugün Adanalılar tarafından kullanılan ve tamamen bozulmadan kalmış antik bir Roma köprüsüdür. İkinci yüzyılın başlarında inşa edilen köprü, yüzlerce yıldır Adana'nın merkezinde yer almakta ve ziyaretçilerin yürüyerek veya bisikletle tadını çıkarabilecekleri eşsiz bir tarih eseridir. Köprü boyunca biblo, hediyelik eşya ve geleneksel Türk tatlıları satan satıcılar var.
Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi, 19. Yüzyıldan kalma taş ve tuğla birleştirilerek yapılmıştır. Geleneksel Adana evleri gibi iki katlı bir evdir. Anormal özelliklerinden dolayı “Koruma Altındaki Kültürel Gayrimenkul” ilan edilmiş ve Bakanlık tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir.. Müzenin üst katında Atatürk'ün hayatı ile ilgili bazı eski eserlerin bulunduğu farklı odalar ve bir vitrinde generallerin apoletleri, tabancaları, tüfekleri ve diğer bazı antikaları içeren bir cephanelik bulunmaktadır. Dünyanın her yerinden turistler, Atatürk'ün hayatını ve eserlerini deneyimlemek için bu müzeyi ziyaret ediyor.
Anarvaza, kusursuz kale dünyasının en karmaşık yürüyüşlerinden biridir. Kalıntılar, oradaki yerli halkın eski tarihi ile ilişkilidir. Yürüyüş sırasında tuvalet veya restoran yoktur. Bu kalıntılar, dünyanın her yerinden maceracılar ve güçlü turistler için mutlaka ziyaret edilmesi ve yürüyüş yapılması gereken bir yerdir.
Türkiye'nin güneyinde yer alan Adana, dünyanın tarımsal açıdan en verimli bölgelerinden biridir. Bu nedenle, tarih meraklıları on eski uygarlığın kalıntılarını görebilirken, ziyaretçiler taze yöresel yemeklerle ziyafet çekebilir. Şehir, Akdeniz'den 30 kilometre (19 mil) içeride, güzel Seyhan Nehri üzerinde yer alır ve Çukurova'nın düz ve verimli tarım arazileri ile çevrilidir.
Şehrin yemekleri, Akdeniz, Arap ve Anadolu esintilerini yerel malzemelerle birleştirir. Yemekler genellikle, Çukurova'nın güneşiyle tabaklanmış, koyu renkli, kaba, bulgur olan yerel bulguru sergiler. Kuzu ve diğer etler genellikle sıcak, baharatlı, yağlı ve geleneksel yemeklerde yer almaktadır.
Adana kebap, şehrin gururu ve neşesi ve Türkiye'deki en iyi kebaptır. Yemek, kebap hazırlamanın, servis etmenin ve yemenin belirli yolları olan bir kültür yarattı. Et, yerel fauna ile beslenen genç bir kuzudan geliyor - bir yaşından küçük. Temizlenen et ve yağ biber ve tuz ile elde yoğrulur. Homojen bir kıvama geldikten sonra etler demir şişlere geçirilir ve meşe közleri üzerinde pişirilir. Gözleme, servis için ekmeği ısıtırken, eriyen yağı emmek için genellikle etin üzerine bastırılır.
Bir Türk klasiği olan lahmacun, bazen yanıltıcı bir şekilde “Türk pizzası” olarak da bilinen etli ve baharatlı bir gözlemedir. Görünüş olarak benzer olmasına rağmen, lahmacun peyniri içermez, baharatlı bir tada sahiptir ve kıyma içerir. Lahmacunun yapılışı ülkenin her yerinde büyük farklılıklar gösterir. Ancak Adana orta boy, yuvarlak, baharatlı bir lahmacun sunar. İncecik ekmeklerin üzerine baharat, kıyma, soğan ve domates konularak taş fırında pişirilir. Genellikle limon ve maydanozla süslenen lahmacun, sık sık sarılarak elle yenir. Öğle yemeği için popüler bir atıştırmalık ve fast food. İnsanlar et hazırlar, sonra mahalle fırınına getirir, orada fırıncılar hamur ekler ve minimum ücretle pişirir.
Yüksük çorbası Adana'ya özgüdür ve popüler bir düğün yemeğidir. Köylerde aileler düğünden bir gün önce bu çorbayı hazırlarlar. Tören sırasında çorba, ateş çukurlarının üzerindeki kazanlarda kaynatılır. Baharatlı et suyunda ev yapımı mantı ve nohut, bu doyurucu ana yemek çorbasını oluşturur
Bu tatlı Türkiye'nin Adana ve Mersin bölgelerinde bulunur. "Karakuş", gevrek hamur anlamına gelen Arapça "krekush" kelimesinden türemiştir. Geleneksel olarak yedi baharatla doldurulmaktadır. Bugün Adana pastaneleri bu yemeği bazen sade yapıyor. Tarçın, yenibahar, hindistan cevizi, zencefil ve karanfil eşliğinde ana baharat görevi görür. Baharat pahalıyken yılbaşı ve diğer özel günlerde karakuş yapılırdı ama bugün Adanalılar her gün tüketiyor.
Tren istasyonu; Ziyapaşa
Adana'nın ilk demiryolu 1886 yılında İngilizler tarafından yapılmıştır. Dizel lokomotif trenlerin yanı sıra vagonlar ve DMU tipi yüksek hızlı yerel trenler Adana-Mersin arasındaki demiryollarını kullanmaktadır. Adana-Mersin demiryolunda her gün 29 tren hizmet veriyor ve yolculuk süresi 45 dakikaya iniyor. Ana hat trenleri; İstanbul Haydarpaşa'ya yolcu taşıyan İç Anadolu Mavi Treni; Çukurova Mavi Treni Ankara'ya, Erciyes Ekspresi Kayseri'ye ve Fırat Ekspresi Elazığ'a.
Bölgedeki karayolları Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönlerine ulaşıma imkan veriyor. Adana'ya ulaşım için D-400 Karayolu ve uluslararası TEM Otoyolu kullanılabilir. Ankara'dan Aksaray, Pozantı güzergahını izleyerek Adana'ya 472 kilometre uzaklıktadır. İzmir'den Afyon-Konya-Ereğli güzergahını takip ederek 873 km, İstanbul'dan Ankara-Aksaray-Pozantı güzergahını izleyerek Adana'ya 909 km'dir. Adana Otogarı şehir merkezine 5 kilometre uzaklıktadır. Otogarda Türkiye'nin her köşesine seyahat etmeye hazır otobüsler var.
Adana'da hava ulaşımı 1937 yılında Şakirpaşa Havalimanı'nın yapılmasıyla başlamıştır. Her gün iç ve dış hat uçuşlarının gerçekleştirildiği Adana Havalimanı, Türkiye Yolcu Taşımacılığı Sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen, Ankara-Esenboğa, İzmir, Antalya ve Trabzon havalimanlarına direkt yurt içi uçuşlar; ve KKTC-Lefkoşa ve bazı Alman şehirlerine uluslararası uçuşlar mevcuttur. 2014 yılında hizmete açılması planlanan Çukurova Havalimanı inşaatı devam etmektedir. Ayrıca şehirde İncirlik Havalimanı adında bir askeri havalimanı da bulunuyor.
Adana'da Botaş Limanı ve Toros AGRI Limanı uluslararası petrol ve yük taşımacılığına imkan vermektedir.
Adana, iş ve ticaret amaçlı seyahat edenler için önemi nedeniyle, tüm fiyat aralıklarında kaliteli otel seçeneklerine sahiptir. Seyhan Nehri'nin (harita) doğu kıyısında Taş Köprü'nün hemen yanında Adana HiltonSA Oteli bulunmaktadır. Tam merkezde ve aldığınız değer için orta fiyatlı.
Sitemizin kullanışını iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Devam etmekle çerez kullanımını onaylamaktasınız.